Uluslararası Soykırım Akademisyenleri’nden 13 Haziran 2005 Tarihli Mektup
 

 Başkan
Israel Charny
(İsrail)
Birinci Başkan Yrd.
Gregory H. Stanton
(ABD)
 İkinci Başkan Yrd.
Linda Melvern
(İngiltere) 
 Sekreter-Sayman
Steven Jacobs
(ABD)

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatine
TC Easbakanlık
Bakanlıklar
Ankara, TÜRKİYE
FAX: 90 312 417 0476

Çeviren Ayşe Günaysu

original

 

Sayın Başbakan Erdoğan,

Bu mektubu, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilerin akıbeti konusunda “tarihçiler tarafından tarafsız bir araştırma” yürütülmesi çağrınıza yanıt olarak kaleme almaktayız.  

Bizler, Kuzey Amerika ve Avrupa’dan soykırım üzerine çalışma yapan akademisyenlerin çoğunluğunun yer aldığı bir organı temsil etmekteyiz.  Ermeni Soykırımı’nın tarafsız araştırması için çağrı yaparken Ermeni Soykırımı üzerine mevcut akademik ve entelektüel kaynaklarının boyutlarının ve bu olayın Birleşmiş Milletler  Soykırım Sözleşmesi’nin tanımına ne kadar uyduğunun farkında olmayabileceğinizden endişe duymaktayız.  Ermeni Soykırımı’nın varlığını teyid edenlerin yalnızca Ermeniler olmadığını, soykırım üzerine çalışma yapan bilim insanlarının büyük çoğunluğunun aynı görüşte olduğu gerçeğinin altını çizmek istiyoruz. Söz konusu kişilerin hiçbir hükümetle bağı yoktur, çalışmalarını onlarca yıldır birçok ülkede yürütmektedirler ve çok çeşitli milliyetlerden bağımsız bilim insanlanrıdır.  

Bilimsel kanıtlar aşağıdaki gerçekleri göstermektedir:  

Osmanlı İmparatorluğu’nun Jön Türk hükümeti, Birinci Dünya Savaşı’ndan yararlanarak 24 Nisan 1915’te Ermeni yurttaşlarına, bu silahsız Hıristiyan azınlık nüfusa karşı sistematik bir soykırım başlatmıştır.    

Bir milyondan fazla Ermeni doğrudan öldürülerek, ya da açlık, işkence ve zorla çıkarıldıkları ölüm yürüyüşleri sonucunda yok edilmiştir. Hayatta kalan Ermeniler sonsuz bir sürgün koşullarına kaçmışlardır.  Böylece tarihi eski çağlara uzanan bir uygarlık 2.500 yıllık anayurdundan koparılmıştır.     

Ermeni Soykırımı o dönemin çok iyi bilinen insan hakları konusuydu ve gerek Amerika Birleşik Devletleri, gerekse Avrupa’da gazetelerde düzenli olarak haberleri yayınlanıyordu. Ermeni Soykırımı Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’nin savaştaki müttefikleri olan A lmanya, Avusturya ve Macaristan dahil dünyanın çeşitli ülkelerinin arşivlerindeki binlerce resmi kayıt, Osmanlı Askeri Mahkemeleri tutanakları,  misyoner ve diplomatların anlatıları, kurtulanların tanıklıkları ve onlarca yıla yayılmış tarih çalışmaları ile belgelenmiş durumdadır.    

Ermeni Soykırımı uluslararası akademi, hukuk  ve insan hakları camiası tarafından aşağıdaki hususlar temelinde teyid edilmiştir.   

1.       1944 yılında soykırım terimini yaratan Polonyalı hukukçu Raphael Lemkin, soykırımla ne kast ettiğini örneklerle anlatırken Ermenilerin ve Naziler tarafından Yahudilerin imhasına atıfta bulunmuştu.

2.       Ermenilerin uğradıkları katliam, 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ndeki tanıma göre soykırımdır.

3.       1997  yılında, tüm dünyada soykırım konusunun en önde gelen uzmanlarının kuruluşu olan Uluslararası Soykırım Akademisyenleri Birliği, oybirliğiyle aldıkları bir kararla Ermeni Soykırımı’nı resmen teyid etmiştir.

4.       Aralarında Elie Wiesel ve Yehuda Bauer olmak üzere 126 önde gelen Holokost tarihçisi Haziran 2000’de New York Times gazetesinde bir açıklama yayınlamışlar ve batı demokrasilerinin “gerçekliği tartışılmaz olan Ermeni Soykırımı”nı tanımaya davet etmişlerdir.

5.       Kudüs’teki Holokost ve Soykırım Enstitüsü ve New York’taki Soykırım Çalışmaları E nstitüsü Ermeni Soykırımı’nın tarihi bir gerçeklik olduğunu doğrulamıştır. 

6.       Uluslararası soykırım hukuku alanındaki temel kaynaklarda, örneğin Cambridge Üniversitesi Yayınları tarafından 2000 yılında yayımlanan William A. Schabas’ın  Genocide in International Law [Uluslararası Hukukta Soykırım] kitabında Ermeni Soykırımı’nın, Holokost’un öncülü olduğu  ve insanlığa karşı suçlar hukukunda emsal oluşturduğu belirtilmektedir.     

Soykırımla ilgili, örneğin Ermeni Soykırımı’nın nasıl ve neden gerçekleştiği konusunda farklı yorumlar olabileceğini kabul ediyoruz. Ancak onun bir soykırım olarak fiili ve ahlaki gerçekliğini inkâr etmek bilimsel çalışma kapsamına girmez; propaganda çalışması ve faili aklama, kurbanları suçlama ve tarihin ahlaki anlamını yok etme faaliyeti anlamına gelir.

Ayrıca hükümetinize danışmanlık yapan ve devlet kontrolündeki kurumlarda çalışan  tarihçilerin tarafsız olmadığını belirtmek isteriz. Bu türden sözde “tarihçi”ler  size ve Türkiye parlamentosuna Ermeni Soykırımı’nı inkâr etmenin yolları konusunda danışmanlık yaparken tarihsel ve ahlaki çarpıtmaya hizmet etmektedirler. 25 Mayıs’ta İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenecek olan Ermeni Soykırımı konusundaki konferansı yasaklayarak hükümetiniz, demokratik bir toplumun temel koşulu olan akademik ve entelektüel özgürlükten ne kadar hoşlanmadığını ortaya koymuştur.    

Tıpkı Alman hükümeti ve halkının Holokost konusunda yaptığı gibi, [Türkiye’nin de]  önceki bir hükümetin Ermenilere uyguladığı soykırımın sorumluluğunu kabul etmesinin, uluslararası, demokratik söylemin onurlu ve eşit katılımcıları olarak Türk halkının kesinlikle yararına olacağına inanıyoruz. 

 

 THE INTERNATIONAL ASSOCIATION OF GENOCIDE SCHOLARS (IAGS) – ULUSLARARASI SOYKIRIM ARAŞTIRMACILARI BİRLİĞİ’nin iki yıllık Altıncı toplantısında oybirliği ile kabul edilmiştir.

7 Haziran 2005, Florida, Boca Raton 

İletişim için:

Israel Charny, IAGS Başkanı; Kudüs Holokost ve Soykırım Enstitüsü Direktörü; Soykırım Ansiklopedisi’nin Baş Editörü,  972-2-672-0424; [8]

Gregory H. Stanton, IAGS Başkan Yardımcısı; Soykırım Watch Başkanı [9], 

James Farmer, Washington Mary Üniversitesi, İnsan Hakları Bölümünde Konuk Profesör;  703-448-0222; [10]